Ana Sayfa
SOSYAL BİLİMLER
TARiH
COĞRAFYA
ANKETHANE
FEN BİLİMLERİ
FİZİK
GÖK BİLİM
MATEMATiK
KİMYA
TEKNİK-TEKNOLOJİ
Oyunlar
TEKNOLOJİ
HAYATTA GEREKLİ BİLGİLER
*OSMANLI PADİŞAHLARI
=> BÜYÜK KURUCU OSMAN GAZİ
=> BURSANIN FATİHİ ORHAN GAZİ
=> MURAD HÜDAVENGAR
=> YILDIRIM BEYAZİD
=> ÇELEBİ MEHMED
=> II.MURAD
=> İSTANBUL'UN FATİHİ:FATİH SULTAN MEHMED
=> SULTAN II.BEYAZİD
=> YAVUZ SULTAN SELİM
=> KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
=> SULTAN II.SELİM
=> SULTAN III.MURAD
=> SULTAN III.MEHMED
=> SULTAN I.AHMED
=> SULTAN I.MUSTAFA
=> SULTAN GENÇ OSMAN
=> SULTAN VI.MURAD
=> SULTAN I.İBRAHİM
=> SULTAN IV.MEHMED
=> SULTAN II.SÜLEYMAN
=> SULTAN II.AHMED
=> SULTAN II.MUSTAFA
=> SULTAN III.AHMED
=> SULTAN I.MAHMUD
=> SULTAN III.MUSTAFA
=> SULTAN I.ABDÜLHAMİD
=> SULTAN III.SELİM
=> SULTAN IV.MUSTAFA
=> SULTAN II.MAHMUD
=> SULTAN I.ABDÜLMECİD
=> SULTAN ABDÜLAZİZ
=> SULTAN V.MURAD
=> SULTAN II.ABDÜLHAMİD
=> SULTAN MEHMED REŞAD
=> SON PADİŞAH SULTAN MEHMED VAHDEDDİN
=>KRONOLOJİK OLAYLAR
ANİMASYONLAR
Anketler
SOSYAL BİLİMCİ GAZETESİ
EMEĞİ GEÇENLER
SİTE KURALLAR
İletişim
SİTEMİZE KAÇ KİŞİ GİRDİ ACABA?
 

İSTANBUL'UN FATİHİ:FATİH SULTAN MEHMED

HAYATI
--------------------------------------------------------------------------------
  
Fatih Sultan Mehmed 29 Mart 1432'de Edirne'de doğdu. Babası Sultan
İkinci Murad, annesi Huma Hatun'dur. Fatih Sultan Mehmed, uzun
boylu, dolgun yanaklı, kıvrık burunlu, adaleli ve kuvvetli bir padişahtı.
Devrinin en büyük ulemalarından birisiydi ve yedi yabancı dil bilirdi.
Alim, şair ve sanatkarları sık sık toplar ve onlarla sohbet etmekten
çok hoşlanırdı. İlginç ve bilinmedik konular hakkında makaleler
yazdırır ve bunları incelerdi.

Hocalığını da yapmış olan Akşemseddin, Fatih Sultan Mehmed'in en
çok değer verdiği alimlerden biridir. Fatih Sultan Mehmed, gayet
soğukkanlı ve cesurdu. Eşsiz bir komutan ve idareciydi. Yapacağı
işlerle ilgili olarak en yakınlarına bile hiçbir şey söylemezdi.

Fatih Sultan Mehmed okumayı çok severdi. Farsça ve Arapça'ya
çevrilmiş olan felsefi eserler okurdu. 1466 yılında Batlamyos
Haritasını yeniden tercüme ettirip, haritadaki adları Arap harfleriyle
yazdırdı. Bilimsel sorunlarda, hangi din ve mezhebe mensup olursa
olsun bilginleri korur onlara eserler yazdırırdı.

Bilime büyük önem veren Fatih Sultan Mehmed yabancı ülkelerdeki
büyük bilginleri İstanbul'a getirtirdi. Nitekim astronomi bilgini Ali
Kuşçu kendi döneminde İstanbul'a geldi. Ünlü Ressam Bellini'yi de
İstanbul'a davet ederek kendi resmini yaptırdı. Şair ve açık
görüşlüydü.

Fatih Sultan Mehmed 1481 yılına kadar hükümdarlık yaptı ve bizzat
25 sefere katıldı. Azim ve irade sahibiydi. Temkinli ve verdiği
kararları kesinlikle uygulayan bir kişiliği vardı. Devlet yönetiminde
oldukça sertti. Savaşlarda çok cesur olur, bozgunu önlemek için ileri
atılarak askerleri savaşa teşvik ederdi.

20 yaşında Osmanlı padişahı olan Sultan İkinci Mehmed, İstanbul'u
fethedip 1100 yıllık Doğu Roma İmparatorluğunu ortadan kaldırarak
Fatih ünvanını aldı.

Hz.Muhammed'in (S.A.V) hadisi şerifinde müjdelediği İstanbul'un
fethini gerçekleştiren büyük komutan olmayı da başaran Fatih Sultan
Mehmed, yüksek yeteneği ve dehasıyla dost ve düşmanlarına gücünü
kabul ettirmiş bir Türk hükümdarıydı.

Orta Çağ'ı kapatıp, Yeniçağ'ı açan Cihan İmparatoru Fatih Sultan
Mehmed, Nikris hastalığından dolayı 3 Mayıs 1481 günü Maltepe'de
vefat etti ve Fatih Camii'nin yanındaki Fatih Türbesi'ne defnedildi.
 
 
İSTANBUL'UN FETHİ
--------------------------------------------------------------------------------
  
Fatih Sultan Mehmed padişah olduktan sonra ilk iş olarak, devamlı
ayaklanma çıkaran Karamanoğlu Beyliğine karşı sefere çıktı.
Karamanoğlu İbrahim Bey af diledi. Fatih İstanbul'un fethini
düşündüğü için onu bağışladı.

Fatih Sultan Mehmed, büyük gayesini gerçekleştirmek için, Macarlara,
Sırplara ve Bizanslılara karşı yumuşak davranıyordu. Amacı Haçlıların
birleşmesini önlemek, onları tahrik etmemek ve zaman kazanmaktı.

Bin yıllık tarihinin sonuna gelmiş olan Bizans küçüle küçüle sadece
İstanbul şehrinin sınırları içinde hüküm süren bir devlet durumuna
düşmüştü. Ancak buna rağmen Bizans'ın varlığı, Balkanlar'daki Türk
hakimiyeti açısından tehlikeli oluyordu.

Bizans İmparatorları, Anadolu'daki çeşitli siyasi güçleri de Osmanlı
aleyhine kışkırtmaktan geri kalmıyorlardı. Hatta zaman zaman
Osmanlı şehzadeleri arasındaki taht kavgalarına karışıp devletin iç
düzenini bozuyorlardı.
 
 
YAPILAN HAZIRLIKLAR
--------------------------------------------------------------------------------
  
İstanbul'un Osmanlı Devleti'nin hakimiyeti altında girmesi, ticari ve
kültürel yönden önemli bir avantajın daha ele geçirilmesi demekti.
Boğazlar tam anlamıyla kontrol altına alınacak ve bu sayede
Karadeniz ticaret yolları ele geçirilmiş olacaktı. Karamanoğulları
meselesini çözen Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethi için gerekli
hazırlıklara başladı.

Devrin mühendislerinden Musluhiddin, Saruca Sekban ile Osmanlılara
sığınan Macar Urban Edirne'de top dökümü işiyle görevlendirildi.
"Şahi" adı verilen bu topların yanında, tekerlekli kuleler ve aşırtma
güllelerin üretilmesi (havan topu) yapılan hazırlıklar arasındaydı.
Yaptırılan bu büyük toplar İstanbul'un fethedilmesinde önemli rol
oynadı.

Yıldırım Bayezid'in İstanbul kuşatması sırasında yaptırdığı Anadolu
Hisarının karşısına, Rumeli Hisarı (Boğazkesen) inşa edildi. Bu sayede
Boğazlar'ın kontrolü sağlanacak, deniz yoluyla gelebilecek yardımlara
karşı tedbir alınmış olacaktı. 400 parçadan oluşan bir donanma inşa
edildi. Turhan Bey komutasındaki bir Osmanlı donanması Mora'ya
gönderildi ve İstanbul'a yardım gelmesi engellendi.

Eflak ve Sırbistan ile var olan barış antlaşmaları yenilendi. Macarlarla
da üç yıllık bir antlaşma yapıldı. Osmanlıların bu hazırlıkları
karşısında, Bizanslılar da boş durmuyordu. Surlar sağlamlaştırılıyor
ve şehre yiyecek depolanıyordu. Ayrıca Bizans İmparatoru
Konstantin, Haliç'e bir zincir gerdirerek, buradan gelecek tehlikeyi
önlemeye çalıştı.

Aynı zamanda Haçlı dünyasından yardım isteniyor, Papa ise yapacağı
yardım karşısında Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleştirilmesini
istiyordu. Ancak Katoliklerden nefret eden Ortodoks Rumlar, Roma
kilisesine bağlanmak istemiyor, "İstanbul'da Kardinal Külahı
görmektense, Türk Sarığı görmeye razıyız" diyorlardı.
 
 
KUŞATMA VE SAVAŞ
--------------------------------------------------------------------------------
  
Fatih Sultan Mehmed, hazırlıklar tamamlandıktan sonra, Bizans
İmparatoru Konstantin'e bir elçi göndererek, kan dökülmeden şehrin
teslim edilmesini istedi. Fakat İmparatordan gelen savaşa hazırız
mesajı üzerine, İstanbul'un kara surları önüne gelen Osmanlı ordusu,
6 Nisan 1453'de kuşatmayı başlattı. Osmanlı donanması ise Haliç'in
girişinde ve Sarayburnu önünde demirlemişti. Ordu; merkez, sağ ve
sol olarak üç kısma ayrıldı. 19 Nisan'da yapılan ilk saldırıda,
tekerlekli kuleler kullanıldı ve bu saldırı ile Topkapı surlarından
burçlara kadar yanaşıldı.

Osmanlı Ordusundaki er sayısı 150.000 ile 200.000 arasındaydı. Bu
kuvvetlere Rumeli ve Anadolu beylerine bağlı çeşitli kuvvetler de
katılmıştı.

Çok şiddetli çarpışmalar oluyor, Bizanslılar şehri koruyan surların
zarar gören bölümlerini hemen tamir ediyorlardı.

Venedik ve Cenevizliler de donanmalarıyla Bizans'a yardım
ediyorlardı. Fatih Sultan Mehmed Osmanlı donanmasının kuşatma
sırasında yeterince kullanılamadığını ve bu yüzden kuşatmanın
uzadığını düşünüyordu. İstanbul'un Haliç tarafındaki surlarının zayıf
olduğu biliniyordu. Bizans bu bölgeye zinciri bu nedenle germişti.
Yüksekten atılan taş gülleler Bizans donanmasından bazı gemileri
batırmıştı fakat bir kısım donanmanın Haliç'e indirilmesi kesin olarak
gerekliydi.

Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethedilmesini kolaylaştıracak
önemli kararını verdi. Osmanlı donanmasına ait bazı gemiler karadan
çekilerek Haliç'e indirilecekti.

Tophane önündeki kıyıdan başlayıp Kasımpaşa'ya kadar ulaşan bir
güzergah üzerine kızaklar yerleştirildi. Gemilerin, kızakların
üzerinden kaydırılabilmesi için, Galata Cenevizlilerinden zeytinyağı,
sade yağ ve domuz yağı alınarak kızaklar yağlandı. 21-22 Nisan
gecesi 67(yada 72) parça gemi düzeltilmiş yoldan Haliç'e indirildi.

Haliç'teki Türk donanmasına ait toplar, surları dövmeye başladı. Ciddi
çarpışmalar cereyan etti. Bundan sonraki günlerde top savaşı, ok,
tüfek atışları, lağım kazmalar, büyük ve hareketli savaş kulelerinin
surlara saldırıları devam etti.

Kuşatmanın uzun sürmesi ve kesin başarıya ulaşılamaması askerler
arasında endişe yarattı. Ancak, İstanbul'u her ne şartta olursa olsun
almaya kararlı olan Fatih Sultan Mehmed kumandanların ve alimlerin
de bulunduğu bir toplantı düzenledi. Cesaretlendirici bir konuşma
yaptıktan sonra, 29 Mayıs'ta genel saldırının yapılacağına dair
kararını açıkladı.

Çarpışmalar sırasında Bizans'ı koruyan surlar üzerinde kapatılması
mümkün olmayan gedikler açılmaya başlamıştı. Surlar içerisine küçük
sızmalar oluyor, ancak geri püskürtülüyordu. İlk defa Ulubatlı Hasan
ve arkadaşlarının şehit olmak pahasına tutunmayı başardıkları
İstanbul surları, artık direnemiyordu. 53 gün süren ve 19 Nisan, 6
Mayıs, 12 Mayıs ve 29 Mayıs'ta yapılan dört büyük saldırıdan sonra
Doğu Roma İmparatorluğu'nun 1125 yıllık başkenti olan İstanbul, 29
Mayıs 1453 salı günü fethedildi.
 
 
FETHİN SONUÇLARI
--------------------------------------------------------------------------------
  
İstanbul'un fethi, çok önemli sonuçları da beraberinde getirdi. Fatih
Sultan Mehmed, İstanbul'un fethinden sonra batıdaki hakimiyeti
pekiştirmek, sınırları genişletmek, İslam'ı en uzak yerlere kadar
yaymak ve Hıristiyan birliğini bozmak amacıyla Avrupa üzerine bir
çok seferler düzenledi.

Sırbistan (1454,1459), Mora (1460), Eflak (1462), Boğdan (1476),
Bosna-Hersek, Arnavutluk, Venedik (1463-1479), İtalya (1480) ve
Macaristan seferleriyle Osmanlı İmparatorluğu Avrupa'daki
hakimiyetini pekiştirdi.

Sırbistan Krallığı tamamen ortadan kaldırılıp Osmanlı sancağı haline
getirildi, Mora tamamen fethedildi, Eflak Osmanlı eyaleti yapıldı,
Bosna tekrar Osmanlı hakimiyetine alındı, Arnavutluk ele geçirildi. 16
yıl süren Osmanlı-Venedik Deniz Savaşları sonunda Venedik barış
imzalamayı kabul etti. İtalya'ya yapılan sefer sırasında Roma'nın fethi
açısından çok önemli bir merkez olan Otranto, fethedildi ancak Fatih
Sultan Mehmed'in ölümü üzerine kaybedildi.
 
 
KIRIM'IN FETHİ VE KARADENİZ
--------------------------------------------------------------------------------
  
Fatih Sultan Mehmed, Karadeniz'e de hakim olmak istiyordu. Venedik
ve Cenevizlilerin İslam dünyasının aleyhine yaptıkları esir ticaretini
önlemek, İstanbul'a gelen ticari malların taşınmasında esas rolü
oynayan Kırım sahillerini ele geçirmek, Karadeniz'i bir Türk Gölü
haline getirmek amacıyla hareket eden Fatih, işe 1459'da Amasra'yı
fethederek başladı.

1460'da Candaroğulları Beyliği'ne son verildi. 1461'de Trabzon'un,
1475'de de Kırım'ın fethiyle Karadeniz bir Türk gölü haline geldi.

Bu sayede Karedeniz'deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi ve
İpekyolu'nun tüm denetimi Osmanlı Devleti'ne geçti.
 
 
OTLUKBELİ SAVAŞI
--------------------------------------------------------------------------------
  
Karamanoğlu İbrahim'in 1464'te ölmesi üzerine oğulları birbirlerine
düşmüşlerdi. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın yardımıyla İshak
Bey Karamanoğlu beyliğine sahip oldu. Bunun üzerine diğer oğlu Pir
Ahmed Bey Fatih Sultan Mehmed'den yardım istedi ve gelen yardım
sayesinde Beyliği ele geçirdi. Fakat Pir Ahmed Bey bir süre sonra
gidip Venediklilerle anlaşınca, bu duruma sinirlenen Fatih Sultan
Mehmed, Karaman Seferi'ne çıkmaya karar verdi.

Konya ve Karaman alınarak Osmanlı'ya bağlandı. Karaman halkı
İstanbul'a ve çeşitli yerlere göç ettirildiler. Pir Ahmed Bey kaçarak
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'a sığındı. Bu olay Osmanlılarla
Akkoyunluların arasının açılmasına neden oldu.

Osmanlılar Avrupa ve Anadolu'daki topraklarını genişletirken,
Akkoyunlular Devleti'de Doğu Anadolu, Kafkasya, İran ve Irak
üzerinde hakimiyet kurmuşlardı. Sınırlarını genişleten iki Türk Devleti
arasında büyük bir savaş kaçınılmaz olmuştu. Otlukbeli mevkiinde 11
Ağustos 1473'de yapılan savaşta, devrin en kuvvetli savaş tekniğine
ve araçlarına sahip olan Osmanlı ordusu, Uzun Hasan'ın kuvvetli
süvarilerden kurulmuş olan ordusunu birkaç saatte dağıttı.

Bu savaştan sonra Akkoyunlular bir daha kendilerini
toparlayamadılar. Fatih Sultan Mehmed, Akkoyunlu tehlikesini bu
şekilde engellemiş oldu. Anadolu'da ve Rumeli'de birçok sefer
düzenleyip pek çok zafer kazanmıştı.

Buna rağmen güneyde güçlü bir devlet konumunda olan Memlüklerle
problemler yaşandığı halde sıcak bir savaştan kaçınmıştı.
 
 
DENİZLERDE DURUM
--------------------------------------------------------------------------------
  
İstanbul'un fethiyle ticaret yollarının hakimiyeti Osmanlılara geçmişti. Ancak denizlerde Venedik ve Cenevizliler'in etkinliği devam ediyordu. Fatih ticaret yollarının güvenliğini sağlamak ve korsanlardan kurtulmak için Ege adaları üzerinde siyasetini ağırlaştırdı. Ege adalarına seferler düzenlendi.

Yeni tersaneler ve gemiler inşa edildi. Rodos seferine çıkıldıysa da alınamadı.
 
 


SİTEM KURULDUĞUNDAN BERİ 82788 ziyaretçiKİŞİ SİTEYİ ZİYARET ETTİ
 
Hayaletürk.fforum.biz Paylaşım Platformumuz Üye Olunuz
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol