Doğa Yasalarının Bilimi : Fizik

Herşey Aristo'nun söyleviyle başladı: Dünya düzdür ve evrendeki herşey dünyanın etrafında döner. Aristo bunu söylerken,o zamanki insanlar gündelik işlerinde, tarla ekiyor, hayvanlarına bakıyor, güneş battı mı yatıyor, güneş doğdu mu kalkıyordu. Aristo ve Plato ile fizik bilimi başlamıştır ve insanın merak duygusuyla aşılanmış desek herhalde yanlış olmaz.

Derken ortaya Arcihimedes (Arşimed) çıktı. Kralına altın olduğu söylenen bir yüzük verilmişti. Arşimet'i çağırarak bunun gerçek altın olup olmadığını araştırması emrini vermişti. Günlerce bu iş yüzünden uykusuz kalan Arşimed, birgün hamama gider. Hamamda suyun üzerine bıraktığı tasın yüzdüğünü görünce sıvıların kaldırma kuvvetini olduğunu keşfeder. Bunun üzerine büyük bir heyecan içinde hamamdan: "Buldum, buldum" diye fırlaması bunun üzerinedir. Þimdilerde onu biraz çatlak olduğunu söyleyenler onun neler yaptığını değil de hamamdan heyecanla çıkışını hatırlarlar. Halbuki böyle bir büyük buluşu şimdilkerde birimiz yapsak acaba nasıl davranırdık!!! Neyse...

Yıllar yılları kovaladı ve önce Copernic (Kopernik) ve ardından da Kepler ortaya çıkar. Kendisinden önce yaşamış oılan Kopernik'in yapıtları ve möakalelerini okuyan Kepler'in kafası karışmıştı. çünkü Kopernik, dünyanın yuvarlak olduğunu ve güneşin etrafında döndüğünü söylüyordu. Tabii bu olgu o zamanki kilise tarafından reddedilmişti. Çünkü kiliseye göre, muhteşem bir varlık olan insanın yaşadığı dünya evrenin merkezinde olmalıydı. Halbuki Kopernik, dünyanın merkezde olmadığını belirtmişti. kilise Kepler ile hocası Tycon'u çağırarak insanların kafasını karıştıran bu gerçek dışı(!) olguyu araştırmöalarını ve yalanlamalarını istedi. Böylece kilise rahatlayacaktı. Tycon tamamen bu doğrultuda hareket etmiş, ancak öğrencisi Kepler olaya daha objektif yaklaşarak araştırmalarına başladı. Aynı yıllarda İtalya'da Galile adlı bir adam da aynı doğrultuda çalışıyordu. ‚alışmaları sonucunda aynı yükseklikten bırakılan cisimlerin yere aynı anda indiğini bulmuş ve bunu Pisa Kulesi'nin tepesine çıkarak değişik kütleli cisimleri yere bırakarak ispatlamıştı. Tabi Galile bununla yetinmeyip daha sonra Kopernik'in haklı olduğunu söyleyince, kilise onu yargıladı. Kilisenin başkanı arkadaşı ve hatranı olduğundan idamdan kurtuldu, ama ömür boyu ev hapsine mahküm edildi. Ev hapsindeyken ilk teleskopu yaptı ve bununla Jüpiter'in dört uydusunu keşfetti. Böylece Kopernik'in tezi doğrulanmış oluyordu: Tüm cisimler dünyanın etrafında dönseydi, bu uydularda Jüpiter'le birlikte Dünya'nın etrafında dönmesi gerekirdi. Bunu Kepler ile paylaştı . Aynı kilise 1990'lı yıllarda Galile'nin haklı olduğunu söyleyerek, Galile'yi affedecekti, ama kemikleri bile kalmamış bnir adamı affedecekti: yaklaşık 400 yıl sonra.

Galile ve Kepler'den sonra bir ingiliz olan Isaac Newton ortaya çıktı. Dehalar dediği Kepler ve Galile'nin yolunda giderek, eylemsizlik yasası, temel prensip ve etki-tepki prensibini ortaya attı ve buna Dinamiğin temel prensipleri dedi. Yaptığı bu çalışmalar kendisinden yaklaşık 200 yıl kadar sonra dünyaya gelecek olan Albert Einstein'a esin kaynağı olacaktı.

Bir Edison çıktı ortaya ve artık geceler karanlık olmaktan, gaz kokusuyla aydınlanmaya son verdi. Tesadüfen de olsa ampulu keşfeden Edison'a, günümüzdeki kaplamanın mimarı olan Faraday'a (suyun elektrolizini yaptı) aslında çık şeyler borçluyuz.

Einstein'dan hemen önce ortaya çıkan Maxwell ise, elektrik akımının pusula ibresini döndürdüğünü görünce elektromagnetik teoriyi ortaya atmıştı.

Newton ve Maxwell'in yapıtlarından etkilenen Einstein ise özel ve genel görelilik teorileriyle tarihe geçti. Einstein bununla hiçbir cismin ışık hızını geçemeyeceğini ve bu hıza yaklaşan bir maddenin de kütlesinin büyüyeceğini, zaman kavramını bize göre daha ağır yaşayacağını söylüyordu. Einstein bununla artık bilimin keşfedecek birşey olmadığını düşünen kişilerin suratına bu teorisini tokat gibi çarpıyordu.

Artık halk yapılan bilimden anlamamaya başlamıştı. üstelik Max Planc'ın 'Siyah cisim ışıması' adlı araştırmasıyla kuantum fiziğinin başlaması halkı bilimde iyice uzaklaştırdı. Bilimin artık sadece üniversitelerde tartışılır hale geliyordu.

Sonraki yıllardan günümüze kadar gelişen fizik bilimi günümüzde kuantum fiziği, katıhal fiziği, yüksek enerji fiziği, plazma fiziği, nükleer fizik gibi birden çok dala ayrılmış bulunmaktadır. Televizyon, cep telefonunun keşfini Edison ve Maxwell'e, bigisayarı Max Planck ve Scrödinger'e borçluyuz. çünkü onlar yaptıkları araştırmalarla bu cihazların yolunu açmış ancak onları görememişlerdi.

Burada atladığımız oldukça çok bilim insanı var. Ancak yerimiz hepsini anlatmaya yetmeyecektir. Bu konuda daha çok bilgi için TÜBİTAK kitaplarına başvurulabilir. Burada aslında daha çok ders kitaplarımızda sıklıkla adı geçen bilim insanlarının yaptıklarını oldukça kısa olarak anlattık.Ancak tabii ki bir Toricelli, bir Rutherford, bir Heisenberg, bir Thompson, bir Bohr, bir Hawking, bir Feynmann gibi insanların yaptıkları da az değildir. Yokluk içinde yaşamış ve yokluk içinde içinde ölmüş olan (Hawking hariç zira hayattadır) bu bilim insanlarının tek dertleri meraklarını yenmekti. Bu merakları da şu anda bize hayatımızı kolaylaştıran araç ve gereçler olarak geri gelmiştir.