Ana Sayfa
SOSYAL BİLİMLER
TARiH
COĞRAFYA
ANKETHANE
FEN BİLİMLERİ
FİZİK
GÖK BİLİM
MATEMATiK
KİMYA
TEKNİK-TEKNOLOJİ
Oyunlar
TEKNOLOJİ
HAYATTA GEREKLİ BİLGİLER
*OSMANLI PADİŞAHLARI
=> BÜYÜK KURUCU OSMAN GAZİ
=> BURSANIN FATİHİ ORHAN GAZİ
=> MURAD HÜDAVENGAR
=> YILDIRIM BEYAZİD
=> ÇELEBİ MEHMED
=> II.MURAD
=> İSTANBUL'UN FATİHİ:FATİH SULTAN MEHMED
=> SULTAN II.BEYAZİD
=> YAVUZ SULTAN SELİM
=> KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
=> SULTAN II.SELİM
=> SULTAN III.MURAD
=> SULTAN III.MEHMED
=> SULTAN I.AHMED
=> SULTAN I.MUSTAFA
=> SULTAN GENÇ OSMAN
=> SULTAN VI.MURAD
=> SULTAN I.İBRAHİM
=> SULTAN IV.MEHMED
=> SULTAN II.SÜLEYMAN
=> SULTAN II.AHMED
=> SULTAN II.MUSTAFA
=> SULTAN III.AHMED
=> SULTAN I.MAHMUD
=> SULTAN III.MUSTAFA
=> SULTAN I.ABDÜLHAMİD
=> SULTAN III.SELİM
=> SULTAN IV.MUSTAFA
=> SULTAN II.MAHMUD
=> SULTAN I.ABDÜLMECİD
=> SULTAN ABDÜLAZİZ
=> SULTAN V.MURAD
=> SULTAN II.ABDÜLHAMİD
=> SULTAN MEHMED REŞAD
=> SON PADİŞAH SULTAN MEHMED VAHDEDDİN
=>KRONOLOJİK OLAYLAR
ANİMASYONLAR
Anketler
SOSYAL BİLİMCİ GAZETESİ
EMEĞİ GEÇENLER
SİTE KURALLAR
İletişim
SİTEMİZE KAÇ KİŞİ GİRDİ ACABA?
 

SULTAN ABDÜLAZİZ

HAYATI
--------------------------------------------------------------------------------
  
Sultan Birinci Abdülaziz 8 Şubat 1830 tarihinde İstanbul'da doğdu.
Babası Sultan İkinci Mahmud, annesi Pertevniyal Valide Sultan'dır. Ela
gözlü, beyaza yakın kumral tenli, sert bakışlı ve top sakallıydı.

Ağabeyi Sultan Birinci Abdülmecid'in vefatı üzerine 25 Haziran 1861
günü tahta çıktığında 31 yaşındaydı. İsrafçı bir padişah olarak
tanınmasına rağmen, çok sade giyinir, sarayda bir terlik, bir entari ile
dolaşırdı. Babası öldüğü zaman dokuz yaşlarındaydı. Ancak ağabeyi
Sultan Birinci Abdülmecid, onun eğitimine çok önem verdi. Şehzadeliği
sırasında rahat ve korkusuz bir hayat sürdü.

Çok iyi Fransızca konuşurdu. Şiire ve müziğe de ilgisi vardı. Kendine
ait besteleri vardır. Resim yapma kabiliyeti de çok üstün olan Sultan
Birinci Abdülaziz, Osmanlı donanmasına ısmarlayacağı gemilerin
planını bizzat kendisi çizmişti. Ok atmayı, ata binmeyi, avlanmayı ve
özellikle güreşmeyi çok severdi. Güçlü, kuvvetli ve pehlivan yapılıydı.
En iyi pehlivanlarla güreşir ve sırtlarını yere getirirdi.
 
 
SİYASİ GELİŞMELER
--------------------------------------------------------------------------------
  
Abdülaziz tahta çıktığında Osmanlı Devleti'nde önemli dış borç sorunu
vardı. Hazine boşalmış ve Osmanlı Devleti'nin eski görkemli
dönemleri geride kalmıştı.

Osmanlı içinde yaşayan özellikle gayri müslim milletler Fransız
İhtilalinin getirdiği özgürlükçü ve milliyetçi duygulardan ve Avrupalı
devletlerin kışkırtmaları sonucunda  yeniden ayaklanmaya
başlamışlardı.
 
 
 
KARADAĞ İSYANI
--------------------------------------------------------------------------------
  
Balkanlarda Rusya'nın ve Avusturya'nın teşvikiyle Karadağ'da
ayaklanma başladı. Ancak Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa komutasındaki
birlikler ayaklanmayı bastırdı.

Rusya'nın ve Fransa'nın baskıları sonucu 8 Eylül 1862 tarihinde
imzalanan İstanbul Protokolü ile Belgrad kalesinin iç kesimleri
Osmanlılara kalacak, dış bölgeleri ise Sırplara bırakılacaktı.
 
 
 
 
MISIR SEYAHATİ
--------------------------------------------------------------------------------
  
Sultan Birinci Abdülaziz Mısır seyahatine çıkmaya karar vermişti. 3
Nisan 1863 günü Feyz-i Cihad Vapuru ile İstanbul'dan ayrıldı. Yanında
yeğenleri Şehzade Murat, Şehzade Abdülhamid ve Şehzade Mehmed
Reşad da bulunuyordu. Mısır'da halk padişaha çılgın sevgi
gösterilerinde bulundu. Yavuz Sultan Selim'den bu yana hiçbir
Osmanoğlu Mısır'a ayak basmamıştı.

Mısır'a önem veren Abdülaziz sonraki yıllarda da Mısırla ilgili yeni
düzenlemelerde bulundu. Mısır Valileri 2 Haziran 1866 gününden
itibaren "Hıdiv" ünvanıyla anılmaya başlandı.
 
 
 
 
ROMANYA SORUNU
--------------------------------------------------------------------------------
  
İmzalanan Paris Antlaşması'nda belirtilen maddeye göre Eflak ve
Boğdan Beyliği iç işlerinde bağımsızdılar. 1862'de  Bükreş'te toplanan
Eflak ve Boğdan ortak Meclisi Romanya'nın birliğini sağladılar.
Romanya prensinin güvesizlik oyu alamamasından sonra olaylar
büyüdü ve  Romanya'daki kargaşa bitmedi. 1866 yılında Romanya
birliği ve Romanya Prensi Charles'ın prensliği kabul edildi.
 
 
GİRİT SORUNU
--------------------------------------------------------------------------------
  
18. yüzyıl sonlarında başlayan Girit sorunu 19. Yüzyıl boyunca devam
etmiş, Girit'te yaşayan Rumlar her fırsatta ayaklanmışlardı. Sultan
Abdülaziz döneminde de adada isyan çıktı. Osmanlı Devleti sorunu
hem askeri, hem de idari açıdan çözmek için girişimlerde bulundu.
Ancak Yunanistan'a ilhaktan (Enosis) başka bir düşünceleri olmayan
Giritli Rumlara karşı başarı sağlanamadı (2 Eylül 1866).

Girit'e gönderilen Sadrazam Mehmed Emin Ali Paşa, 6 Ekim 1867'de
adanın yeni statüsünü belirlemek için bir ferman yayınlattı. Bu
fermanla Girit'e yeni bir idare şekli getiriliyordu. Sivil yönetim
padişahça atanan yeni valiye, Askeri idare ise   komutana veriliyor,
atanan valinin biri müslüman diğeri hıristiyan iki yardımcısı olacaktı.
Gümrük vergisi hariç diğer vergilerden ada muaf olacak, iki resmi dili
olacaktı. Karma meclis tarım, bayındırlık, ticaret ve endüstri işlerini
planlayacaktı.
 
 
 
 
BELGRAD'IN ELDEN ÇIKMASI
--------------------------------------------------------------------------------
  
Paris Antlaşması'ndan sonra Sırplar düşmaca davranışlar sergiliyor,
Müslümanlar ve Sırplar arasında çarpışmalar oluyordu. 1862'de
varılan mutabakata göre Belgrad kalesi Osmanlılarda kalmış, Sırplar
ise Belgrad yakınlarındaki Sokod ve Owitza kalelerine hakim
olmuşlardı. Sırplar Avrupalı devletlere güvenerek Belgrad'ı da
istediler. Yeni bir savaşa girmek istemeyen Osmanlı Devleti, Kanuni
Sultan Süleyman tarafından alınan Belgrad'ı 10 Nisan 1867'de
Sırbistan'a teslim etti.
 
 
AVRUPA SEYAHATİ
--------------------------------------------------------------------------------
  
Sultan Abdülaziz ülke dışına çıkıp, Avrupa Başkentlerini ziyaret eden
ilk padişahtır. Zira o tarihe kadar bir Osmanlı hükümdarının yabancı
bir ülkeyi resmi veya gayri resmi şekilde ziyaret etmesi asla
görülmemişti.

Sultan Abdülaziz'in 21 Haziran 1867 günü İstanbul'dan hareketinden,
7 Ağustos 1867 günü İstanbul'a dönüşüne kadar bir ay on altı gün
süren bu Avrupa seyahati, bilhassa Rusya ile müttefik şekilde hareket
eden Fransa'ya, Balkanlardaki Türk siyasetini açıklamak ve yeni bir
Rus savaşını önlemek amacıyla düzenlendi.
 
 
 
 
BOSNA HERSEK VE BULGAR İSYANI
--------------------------------------------------------------------------------
  
1875 Yılında Bosna-Hersek'te de ayaklanma çıktı. Bu bölgedeki
ayaklanmaya müdahale eden Avrupalı devletler bazı reformlar
yapılmasını istediler. Hazırlanan reform paketi Bulgaristan'da
ayaklanma başladığı için uygulanamadan rafa kaldırıldı.
Bulgaristan'ın amacı tam bağımsız bir devlet olabilmekti. Ayaklanan
Bulgar çetelerine destek veren Avrupalılar kendi çıkarlarına uygun bir
nokta bulamadıkları için Bulgaristan sorunu da askıda kaldı.
 
 
ISLAHATLARI
--------------------------------------------------------------------------------
  
Abdülaziz döneminde, Abdülmecid döneminde başlayan yenilik hareketleri sürdürüldü. Yeni bir vilayet teşkilatlanmasına geçildi. Kadılık Kurumu daha sıkı denetim altına alınarak 1 Nisan 1868 Şura-yı Devlet ve 1870 yılı içerisinde de Divan-ı Muhasebat kuruldu (Danıştay ve Sayıştay). Ayrıca eğitim, ulaşım ve bankacılık konularında çeşitli düzenlemeler yapıldı.

Sultan Abdülaziz döneminde donanmanın modernleştirilmesine de çalışıldı. 1875 yılına doğru Türk donanmasında 816 top taşıyan 21 zırhlı ve 173 yardımcı gemi vardı. Türk Bahriyesinde 50.000 efrad, 700 subay, 208 yüksek rütbeli subay, 11 Tümamiral, 6 Koramiral ve üç  Oramiral vardı. Bu görüntüsüyle İngiltere ve Fransa'dan sonra  dünyanın üçüncü büyük donanması haline gelmişti. 

Sultan Abdülaziz 14 sene 11 ay beş gün tahtta kalmıştır. Bu süre içerisinde meşrutiyet fikrine başta sıcak baksa da, sonraları değişip bu fikri savunanlara karşı zor kullanacaktır.Dönemin aydınlarından Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa ile padişahlığının ilk dönemlerinde sıcak ilişkiler kurduysa da Namık Kemal'i Vatan Yahut Silistre piyesinden sonra Kıbrıs'a sürgün edecek kadar sertleşmiştir. Ülkede meşruti yönetimin gelmesini isteyenlerin yarattığı bu özgürlük havası içerisinde Abdülaziz'in tahttan indirilmesi konusunda kamuoyu oluşturuldu. Mithat Paşa'nın kışkırtmaları sonucu üniversite öğrencileri 10 Mayıs 1876 tarihinde bir protesto yürüyüşü düzenlediler. Bundan bir süre sonra, 30 Mayıs 1876 salı günü sabaha doğru saray Hüseyin Avni Paşa komutasındaki askerlerce basılmış ve Sultan Abdülaziz kansız şekilde tahttan indirilmiştir. 

Sultan Abdülaziz'in tahtan indirildikten dört gün sonra, hapis hayatı yaşadığı Feriye Sarayında sakalını düzeltmek için istediği söylenen makasla bileklerini keserek intihar ettiği söylense de öldürülmüş olabileceğine dair kanıtlar da vardır (4 Haziran 1876).
 
 
 


SİTEM KURULDUĞUNDAN BERİ 82799 ziyaretçiKİŞİ SİTEYİ ZİYARET ETTİ
 
Hayaletürk.fforum.biz Paylaşım Platformumuz Üye Olunuz
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol